Sığacık Gezi Rehberi: İlk ‘CITTASLOW’ Şehri

Sığacık Gezi Rehberi: İlk ‘CITTASLOW’ Şehri

O malum güldürmeyen buuz gibi şakayı yazıya başlar başlamaz biz yapalım. 😂 Bakalım, Sığacık mı, Sığmayacık mı, kasabaya girince göreceğiz. 😂 Suratlar bir buruştuysa geçelim yazımıza 🙂

İlk CITTASLOW şehrimiz, göz bebeğimiz, Ege’nin incisi İzmir’de yer alıyor. Hep deriz ya “Abi gideceksin aslında Ege’de bir kasabada yaşayacaksın; tertemiz hayat…” İşte tam o hayali yaşamalık bir yerdeyiz. Kıyılarında, yaz kış fark etmeksizin, hüzünle neşe karışımı bir şiir gibi oluşan gün batımlarına hayran kalıp, kalan biraz güneş kırıntısıyla eve yollanacaksın. Hahah, bakın, şair bile olabiliyorsunuz….
Neyse, gelin bakalım bu şehre neden Cittaslow deniyor, yakından inceleyelim 🙂

Yazımıza başlamadan küçük bir not 🙂 “Biz sadece İzmir’de nerede denize girilir ona bakıyoruz, gezmeyeceğiz, bir dalıp çıkacağız” diyorsanız:
İzmir Plaj Rehberi: İzmir’in En Güzel Plajları
Şöyle güzel bir yazımız var, kaçırmayın!


Nedir bu CITTASLOW?

Nedir bu CITTASLOW efendimm.. Gelin şöyle anlatalım 🙂

CittaSlow, adından da anlaşılacağı gibi ‘Yavaş Şehir’ olarak çevirebiliriz. 1999 yılında İtalya’da ortaya çıkan bir topluluk diyebiliriz. Ortaya atılan bu fikrin dünya çapında binlerce üyesi bulunuyor. Yavaş Şehir Hareketi’nin birçok farklı kriteri mevcut; yaklaşık 70 farklı kriterden bahsediyoruz. Kriterleri yerine getirdiğiniz taktirde Cittaslow unvanını kazanma şansınız oluyor. Bu unvan, yöreye ait kültürlerin ve değerlerin korunması gibi bir amaca hizmet ediyor.

Bu kapsamda, yerel yemeklerin tanıtılması, organik tarımın desteklenmesi ve üretici pazarların kurulması gibi projeler yer alıyor. Cittaslow, modern yaşamın hızına bir alternatif sunarak, sakin ve sürdürülebilir bir yaşam tarzının oluşmasına katkı sağlıyor diyebiliriz.
Aslında o hepimizin aradığı sakin Ege kasabası, hayali değilmiş. İşte buyurun mis gibi Sığacık..

Cittaslow Simgesi Salyangoz
Sığacık Rehberi: Sığacık Gezilecek Yerler ve Ulaşım

Öncelikle ulaşımdan söz edersek, bizce arabayla keşfedilmesi gereken yerlerden biri. İzmir merkeze yaklaşık 50km gibi bir uzaklıkta yer alıyor. “Yok ,efendim benim arabam yok ama yine de gideceğim” derseniz, birkaç araç değişikliği ile Sığacık’a ulaşmanız mümkün. Size örnek olması açısından bir link bırakıyoruz; başlangıç konumunuzu güncelleyerek gidiş yolunuzu görebilirsiniz.

Sığacık’ta gezilecek yerler çok geniş bir alanı kapsamıyor. Minik, kendi halinde bir kasaba. Kaleiçi’nde bulunan taş sokakları, begonvilleri, tahta pencereleri ile sokaklarında gezip gezip kaybolmalık ve fotoğraf çektirmelik tatlı ve (önemli) sakin bir yerden bahsediyoruz. Keşfetmenizi beklediğimiz yerlere gelirsek…

Sığacık Kaleiçi – Yerli menüsünden küçük bir fotoğraf

Sığacık Kalesi & Kaleiçi

Hoş sokakların büyüsüne kapılıp giderken bir anda Sığacık Kale’siyle karşılaşacaksınız. Burası, genelde alışık olduğumuz müze kart veya biletle ziyaret edilen antik kent gibi değil; tam anlamıyla elinizi kolunuzu sallayarak girdiğimiz, herkesin rahatça dolaştığı bir yer. Beni burası eski filmlerden çıkma bir sahneye götürüyor. İzlerken hatırımda kalan yerlere çok benzetiyorum. Çünkü kalenin içerisinde yerli ürünlerin satıldığı bir pazar var. Kurutulmuş bitkiler, kışa hazır turşular mis gibi domatesler, biberler… Öyle ‘çok taa şey yapmamak lazım’ hissi veren bir yer rahat olun; gelin, gezin, yiyin tadın.


Kaleye çıkan bütün o güzel sokaklar aslında “Sığacık Kaleiçi” olarak adlandırılan bölge. Burada yemek yemek veya kahve içmek isterseniz -ki biz kahvaltı yazımızda olduğu gibi burada mutlaka Pita Sığacık‘a uğruyoruz- Önce güzel bir kahvaltı sonra biraz sokak keşfi ile devam edip ardından bir kahve molasına oturuyoruz. Kahve için bu sefer tercihimizi Riccio’dan yana kullandık. Birçok seçenek var, kafanız karışıyorsa NENE ugulamamızdan en iyilerini keşfedebilirsiniz. Bizim gibi yapacak olursanız Pita’nın hemen yanından yürüdüğünüzde Kale’ye ulaşacaksınız.

Kaleyi başlangıç noktası olarak baz alırsak, buradan geziye başlayıp keyifle Kaleiçi sokaklarını dolaşabilirsiniz. Ufak bir pratik öneri: Kaleye gelmeden önce arabanızı kalenin çevresine park edin. Böylece kaleye ve Kaleiçi’ne doğrudan dalıp, keyfinizi bozmadan keşfe başlayabilirsiniz.

Sığacık Kalesi ve Pazarı
Teos Antik Kent

Çok fazla ayakta kalan yapısının olmamasına rağmen Teos’un en önemi antik kentlerden biri olduğunu söyleyebiliriz. İlk kent yerleşiminin aslında çok erken bir döneme dayandığını gösteren kazı çalışmaları yapılmış. MÖ 6. yüzyıla bakıldığında, Teos’un Mısır’a kadar uzanan bir ticari ilişkiler içinde olduğu tahmin ediliyor. Burada baba bir tarih yatıyormuş haberimiz yokmuş.
Biz, böyle antik kentlere gelirken ufak bir tarih okuması yapıp, araştırarak gitmeyi tercih ediyoruz. Ancak tavsiyemiz, imkanınız varsa bir rehber eşliğinde veya bazı antik kent ve müzelerde mevcut olan sesli rehberle gezmeniz.

Teos Antik Kent
Sığacık’ta Nerede Denize Girilir?

Bu güzel Ege kasabasına gelip de denizin tadına bakmadan olmaz… Umarız yaz mevsiminde tercih etmişsinizdir; ama etmediyseniz, yukarıdaki bahsettiğimiz yerler sizi oldukça tatmin edecektir.
Biz buraya kadar gelmişken deniz tuzunu ve ısısını eleştirelim dedik. 😂
Ege kasabasıysa şehrin içinden direkt cup denize atlayalım gibi bir düşünceniz olmasın denize girmek için biraz yol yapmanız gerekiyor. İmkanınız varsa, araba daha mantıklı olur diye konuşmuştuk, yukarda girişte bir yerlerde 🙂

Ekmeksiz Tabiat Parkı – Plajı


Herkes, ilk sorduğunuzda size Akkum Plajı’nı gösterecektir. Buraya, merkezden kalkan dolmuşlarla da ulaşabilirsiniz. En popüler plajdır diyebiliriz; ama sanmayın ki Alaçatı’daki beachler gibi. Burası, küçük işletmelerin olduğu, şezlonglu, şemsiyeli, sakin, kitap okumalık, müthiş kafa dinlemelik bir yer. Zaten başta da belirtmiştik, burası Cittaslow :))
Biz, Akarca Plajı’na ve Ekmeksiz Plajı’na gittik. Akarca daha çok “havlunu at, takıl” tarzı bir yer denebilir.
Ekmeksiz ise bize göre hepsinden çok daha iyi, çünkü çok geniş bir alanı var ve bol ağaçlık. Bizim için bir diğer önemli kriter ise derinlik, çünkü dalış sığ sularda pek keyifli olmuyor 🙂 Ama bu demek değil ki direkt derinleşiyor hayır girişi oldukça sığ dalış için biraz daha gitmek gerekiyor.
Onun dışında küçük bir marketi, soyunma kabinleri ve tuvalet var; ama içiniz rahat edecekse girmekte serbestsiniz.
İşletme olmadığı için masa, sandalye takılabilirsiniz. Arabayı yukarı bıraktıktan sonra bir 10-15dk yürümeniz gerekiyor, bunu da söylemiş olalım, sonra “sıcakta bizi yürüttünüz” demeyin 🙂
Belki işinize yarar bir taktik: Biz böyle yerlere piknik örtüsü ve hamak ile iniyoruz. Hem daha hafif hem de keyifli 🙂

Kahvesi güzel olmayan ama mekanı güzel olan yer

Gittiğimiz her yeri ve en iyileri mobil aplikasyonumuz aracılığı ile planladık.
Yeni yerleri keşfederken, nerede ne yenir ve nerede ne yapılır sorularına karar vermek ve en iyi yerleri keşfetmek için uygulamamızı indirip bizi sosyal medyadan takip edin! Bizim hakkımızda daha fazla bilgi almak istiyorsanız lütfen tıklayın.
Diğer yazılarımızda görüşmek üzere eğlence ve keşifle kalın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir