Antalya deyince akla hep meşhur sıcağı gelir. Hoş, hafife almamak lazım ama uzun vadede o sıcaklıktan kopamıyorsunuz. Daha doğrusu, şehirden diyelim. Canım atam Antalya için en güzel sözü demiş zaten onun üstüne laf yok….
Antalya’nın muhteşem güzelliklerinden tabi ki bahsedeceğiz. Ama odak noktamız ‘Antalya’da nerede, ne yapılır?‘ sorusu üzerine olacak. Umarım faydalı bilgiler sunabiliriz.
Hazırsanız başlıyoruz!

Hiç Şüphesiz Ki Antalya Dünyanın En Güzel Yeridir

Mustafa Kemal Atatürk

Antalya aklıma gelince inanılmaz bir huzur ve sevinçle doluyorum. Bir dönem burada yaşamış ve yetmemiş hala daha yaşama hayali kuran biri olarak bu sevinç ve huzur hiç bitmeyecek sanırım…
Yazımıza geçmeden önce kalacak yer veya otel önerisinde bulunmayacağız. Antalya otelleri için en gözde yerlerden olan Kemer, Kundu ve Belek ilçelerinden ‘ultra her şey dahil’ otellerden birini seçebilirsiniz. Ya da Kaleiçi’nde kiralık ev ve pansiyonlara bakabilirsiniz.
Ama bizim gayemiz, daha çok şehri tanıtmak güzelliklerinden bahsetmek olacak…

Kaleiçi

Antalya’da nerede, ne yapılır? sorusuna bizim cevabımız şüphesiz Kaleiçi’ne mutlaka gidin olur. Burası tarihi dokusu ve güzel renkli sokakları ile adete kendine hayran bırakan bir yapıya sahip. Zakkum çiçeğinin sokaklarını süslediği köşe başından başlayarak her yerde fotoğraf çektirmek isteyeceğiniz bu yer sadece bununla sınırlı değil, olmamalı… Çünkü bir çok kültüre ev sahipliği yapmış bu destinasyon da Osmanlı, Selçuklu, Roma ve Bizans toplumlarının mimari eserleri arasında farkında olarak dolaşırsanız daha eşsiz bir deneyim ve bakış açısı kazanmış olursunuz.
Kaleiçi’ne giriş yapmak için bir çok yer var ama bizim tercihimiz nedense hep Hadrian Kapısı oluyor. Bu kapıda bir durup fotoğraf çektirmekten ziyade kafanızı kaldırıp biraz incelemenizi tavsiye ederim. Göreceğiniz tarihi dokular Roma döneminden kalma yapılardır.

Hadrian Kapısı

Halk arasında üç kapılar olarak geçen bu kapının adı Hadrian Kapısı’dır. İsminden de anlaşılacağı üzere Roma İmparatoru Hadrianus’un adına yapılmış bir eser. İmparatorun Antalya’ya gelişi dolayısıyla M.S. 130 yılında yaptırılmış.
Bu kapıyı zaman makinesi gibi hayal ederseniz içinden geçtiğinizde sizi geçmişe götürüp o zamanki tarihe eşlik edebilirsiniz. Bu tabi ki benim bir metaforum antik kentlere gittiğimde böyle hayal etmeye bayılıyorum…
Tarihi dokunun içinde olup bir parçasına dokunmak ve görmek çok ilginç hissettiriyor. Mutlaka görmeniz gereken destinasyonlardan biri es geçmeyin!

Karaalioğlu Parkı

Genelde Hadrian Kapısı’ndan girip sokakları keşfederken Hıdırlık Kulesi’nde keşfimizi bitiriyoruz. Sonrasında ise muhteşem manzaralarla karşılaşıyoruz. Burası Karaalioğlu Parkı. Benim bisikletle kaçıp günü batırdığım yerlerden biri. Hava açık ve nem düşük olduğunda, eşsiz görüntüler yakalayabilirsiniz. Dağların denize sıra sıra dizildiği eşsiz manzaradan bahsediyorum. Bunu yazarken içimden çığlık atmak geliyor. O kadar güzel ki sadece anlatamam yaşamanız lazım!
Manzara denildiğinde, yalnızca burası değil tabi ki! Bu parktan başlayıp Lara’ya kadar ya da tam tersi Konyaaltı’na kadar olan her yol, sizi nefes kesen manzaralarla karşılar.

-Bu rotaya alternatif olarak, yat limanına doğru yönelip güzel bir dondurma yiyebilir ve asansörle yukarı çıkarak falezlerin eşsiz güzelliğini keşfedebilirsiniz. Böylece Kaleiçi gezinizi tamamlamış olursunuz.

Bu sokakları keşfederken etrafınızda Atatürk Evi ve Müzesi, Saat kulesi, Kesik Minare, Hıdırlık Kulesi, Suna – İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi gibi yerlerin de Kaleiçi’nde bulunduğunu söyleyelim. Bu alanları ilginize göre ziyaret edebilir ve keşfedebilirsiniz.

Antalya Müzesi

Eğer bu ikinci alternatif rotayı seçerseniz buradan Nostalji Tramvay’a binerek Antalya Müzesine gidebilirsiniz. Tramvaya asansörden çıkınca hemen sağa doğru yürüyorsunuz orası cumhuriyet meydanı olarak geçiyor. Tahmin edilmesi güç olmayan şekilde ise tramvay durağının ismi bu 😀 (burada vaktiniz olursa piyaz yemelisiniz detaylı bilgisini Antalya Yemek Rehberi: Yiyor İçiyor Bayılıyoruz yazımızda bulabilirsiniz.)

Konumuza dönersek buradan tramvaya binip son durak olan müzede inerek hemen karşıya geçip mükemmel ötesi, dehşet-ül vahşet müzemizi keşfedebilirsiniz. Bizim bu kadar güzel müzelerimiz mi var? dedirten şaşkınlıkta… Gerçi, Antalya hafife alınmayacak bir kültürel mirasa sahip geniş bir alana yayılmış. Side’den Olimpos’a, Olimpos’tan Aspendos’a uzanan antik kentlerden söz ediyoruz.
Burada civarda bulunan antik kent ve kazı çalışmaları ile elde edilmiş farklı eserleri görebiliyorsunuz. Bu eserleri dönemlerine göre ayırdıkları için anlamanız ve o tarihe yolculuk yapmanız o kadar zor olmuyor. Anlayarak ve büyük hayran duyarak keşfettiğiniz bir yerden bahsediyoruz. Her eser için ise, detaylı ve bol bol anlatımlı metinler bulunuyor. Kesinlikle ziyaret etmelisiniz büyük keyif alacağınıza şüphemiz yok!

Konyaaltı

Nerede ne serimizde, ikinci sırada Konyaaltı var. Burası denize uzunca kıyısı olan nereden bakarsanız oradan denize atlayabileceğiniz güzellikte bir yer. 😍

Konyaaltı başlı başına her şeye yetecek aktiviteyi barındırsa da bir bir kaçından bahsedelim….

Akvaryum

Antalya’ya gelmişken, dünyanın en büyük akvaryumunu ziyaret etmeden gitmeyin! Su altını keşfedebileceğiniz gibi buzullar bölümünde ki canlılarıda yakından keşfedebileceğiniz ender yerlerden biri. Özellikle çocukların canlı yaşamını gözlemlemesi için eşsiz bir yer.

Geyikbayırı

Burası sık sık kaya tırmanış rotalarıyla adından söz ettiriyor olmasının yanı sıra, ünlü Likya Yolu’nun da bitiş noktası konumunda.
Biraz keşfetmeye çıkınca güzel bir mağara buluyorsunuz zamanıysa eğer su ile dolu oluyor ve keyifli bir izlenim sağlıyor. Burada biraz trekking yapıp kaya tırmanışı deneyimlemenizi tavsiye ederiz.